Şilili yetkililerin tekne sigortamızın neleri kapsadığıyla ilgili olarak istedikleri evrak İstanbul’dan geldi. Aslında böyle bir belgenin ibrazına hiç gerek yoktu. Çünkü sigorta poliçemizin üzerinde, poliçenin hangi teminatları kapsadığı maddeler halinde yazıyordu. Bunlar bilinen uluslararası maddelerdi. Ancak ülkeye girişimizi yapan Şilili görevli bu maddelerin açılımını görmek istedi. İki sene boyunca uğradığımız hiç bir limanda, hiç bir görevli böyle bir talepte bulunmamıştı.
Ama o istedi… Kâğıtlarımızı inceledikten sonra, başını kaldırarak sordu: “Buradan sonra nereye gideceksiniz Sinyor?” Heyecanla cevapladık: “Horn Burnu’na…” Fakat o kibarca başını salladı: “Üzgünüm, bu evrak gelmeden zarpenizi (çıkış kâğıdınızı) veremem!”
Şili’de limanları donanmaya mensup bahriye askerleri idare ediyor. Liman başkanlıkları da denizcilerin kontrolünde. Her yerde sıkı bir disiplin ve düzen göze çarpıyor. Önceden belirlenmiş kuralların dışına çıkmak mümkün değil. Bu yüzden liman başkanlığındaki görevliyle tartışmaya gerek duymadık. Ayrıca Latin ırkının tüm özelliklerini üzerinde taşıyan siyah parlak saçlı görevli talebini o kadar içten ve güler yüzlü bir şekilde iletiyordu ki, kendisine sorun çıkardığımızı düşünerek mahcup bile olduk!
Görevliye teşekkür ederek liman başkanlığından çıktık. Bizden istediklerini sigorta şirketimize ilettik ve beklemeye başladık. Fazla beklememize gerek kalmadı. Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su istediğimiz belgenin hazırlanmasıyla bizzat ilgilenmiş. İstenen evrak bir gün sonra elimizdeydi.