Falkland adalarından hareket edeli bir ay oldu. Atlantik Okyanusunda 31 gün hiç durmadan gece-gündüz yol aldıktan sonra, yeniden kuzey yarıküredeyiz. Uzaklar II iki buçuk yıl önce kuzeyden güneye doğru geçtiği ekvator hattını, bu kez aksi yönde geçiyor ve iki yolcusunu ‘bizim sulara’ ulaştırıyor.
21 Ağustos sabahı ikimiz birden vardiyadayız. Hava hâlâ karanlık, ama doğu ufkunda belirmeye başlayan yeşilimsi aydınlık güneşin doğmasına az kaldığını söylüyor. Sibel harita masasına oturmuş, Gps ekranından son milleri sayıyor: “300 yarda, 200 yarda, 100 … Evet, ekvator üzerindeyiz… Ve kuzeye geçtik!” Ekvator çizgisini görmek için havuzluğa çıkıyorum. Fakat etraf hâlâ aydınlanmamış, karanlık sulara bakıyorum, ama farklı bir şey göremiyorum!
Ekvatoru geçme merasimini dünden yapmıştık. Yüzlerce yıllık denizci geleneği uyarınca önce deniz suyuyla yıkanmış, güney yarıkürenin kirini pasını arkamızda bırakmıştık. Saçlarımı kazımaya ise elim varmamış, onun yerine bir aylık sakalımı kesmiştim. İlahi güçlerin Uzaklar II’yi korumaya devam etmesini, omurgasının altından suyunu, yelkenlerinden uygun rüzgârlarını eksik etmemesini dileyerek kuzey yarıküreye adım atıyoruz. Haydi hayırlısı…
Şimdi önümüzde Akdeniz girişine kadar katetmemiz gereken yeni bir üç bin küsur mil uzanıyor. Bu yolun önemli bir kısmını hâkim rüzgârlara ve akıntılara karşı kazımamız gerekecek. Ama önce netameli ‘Doldrumlar’ bölgesini atlatmamız gerekiyor. Güney yarıküre ile kuzey yarıküre arasındaki bu bölge asırlardır denizcilerin korkulu rüyası olmuş. Ani ve çok şiddetli boraların veya günlerce süren rüzgârsız havaların vatanı burası…
Doldrumlar yüzlerce yıl önce nasılsa bugün de aynı, ama biz gene de eski zaman denizcilerinden daha şanslıyız. Doldrumların kuzeyden güneye genişliği bazı günler değişebiliyor. Ekvatorun 5 derece kuzeyinde, Güney Amerika’dan Afrikaya kadar uzanan bu saha genellikle 300 mil genişliğindeyken, bazı günler bazı yerlerinde incelmeler oluyor. İşte burada bizim eski zaman denizcilerinden şanslı olduğumuz taraf devreye giriyor.
Denizci dostumuz Ekrem İnözü hava durumu haritalarını inceleyerek doldrumlar sahasının kalınlığını bize bildirecek. İnözü’nün İstanbul’dan yolladığı bilgilere göre rotamızı ayarlayarak Doldrumları daha çabuk geçmeye çalışacağız. Ayrıca bu mevsimde Kuzey Atlantik’te oluşan tayfunları meydana getiren alçak basınç sistemlerinin içine de düşmemeye çalışacağız.
Tabii ki kullanacağımız bilgiler tahminlere dayalı öngörüler. Her an değişebilir, bambaşka bir hâl alabilirler. Biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Önce tedbiri alıyor, ardından kaderimizin göstereceklerini bekliyoruz. Üstelik artık çok daha iyi biliyoruz ki, denizde denizin dediği, oluyor. Son sözü o söylüyor.