Dört Ekim’deki toplantı çok önemliydi. Hepimiz Antarktika’da kurulacak Türk Bilim Üssü’nün, Antarktika’da üssü olan diğer devletlerin yaptığı gibi, ülkenin en büyük bilim kuruluşunun, yani TÜBİTAK’ın şemsiyesi altında kurulmasını istiyorduk. Dokuz aydır bu iş için çalışıyorduk. İşte bugün çalışmalarımızın semeresini alacaktık. İnanmak işin yarısı… TÜBİTAK’a bu projeyi kabul ettireceğimize inanarak masaya oturduk.
TÜBİTAK’ın Ankara’daki merkezinin beşinci katındaki toplantı odasındaki büyük oval masanın etrafında Türk Kutup ve Okyanuslar Programı Yürütme Komitesi’ni temsilen bilim adamları (Günay Çifçi, Alphan Sennaroğlu, Burcu Özsoy Çiçek, Barış Salihoğlu, Can Bizsel), Faruk Okuyucu, ben ve Sibel Karasu ile devleti temsilen Ulaştırma Bakanlığı müsteşarı S. Hayri Aka, Çevre ve Şehircilik ile Dışişleri bakanlıklarının bürokratları Mehmet Baş ve Sinan Kuzum bulunuyordu.
BUZKIRAN
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak ve yardımcılarının gelmesiyle toplantı başladı. İlk sözü alan S. Hayri Aka Bey Binali Yıldırım’ı temsil ettiğini söyleyerek, sayın bakanının bu üssün kurulmasını çok arzu ettiğini, bu konuda her türlü desteği verdiğini ve bundan sonra da vermeye devam edeceğini belirtti. S. Hayri Aka Beyi dinlerken Binali Beyi ne kadar buzkırana benzettiğimi tekrar hatırladım; Antarktika’da kurulacak üsse giden yolu Binali Bey ve S. Hayri Beyin nasıl birer buzkıran gibi açtıklarına o kadar çok şahit olmuştum ki.. (Bunları söylerken kimsenin ‘yağcılık’ -ıyy, ne kötü bir kelime- yaptığımı düşünmesini istemem; zira tamamen gönüllü olarak bu işin içinde olduğumuz gibi, hiçbir parti veya kurumla da zaten bir ilişkim yok.)
Yücel Bey Antarktika’da Türk üssü denilince herkesin aklına gelen o soruyu yöneltti: “Antarktika’daki üs bize ne kazandıracak, orada ne yapacağız, ne işimiz var…” Bu soruyu ben cevapladım: “Toplam 50 ülke Antarktika anlaşmasına dahil. Antarktika’da 29 ülkenin 100’den fazla üssü var. Eğer o ülkelerin orada bir işi varsa, bizim de bir işimiz var demektir…”
Bilim adamları Antarktika üssünde yapılacak bilimsel çalışmalarla ilgili bilgi verdiler. Coğrafi ve meteorolojik konumu itibariyle bazı bilimsel çalışmaların dünyanın ancak bu köşesinde yapılabileceğini anlattılar.
Antarktika’da kurulacak üssün TÜBİTAK’ın yörüngedeki iki uydusunun yer istasyonu olarak da kullanabileceği bilgisi Yücel Beyin özellikle ilgisini çekti.
Çevre ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, bakanlıklarının Antarktika’da kurulacak üssü ülke yararına gördüğünü ve en üst düzeyde desteklediğini anlattılar.
HOŞ GELDİN BEBEK
Ve herkesi dinleyen Yücel Bey şunları söyledi: “Antarktika’da kurulacak üssün bilimsel gerekliliğine, bu üssün ülkemizin ve gezegenin yararına olacağına ikna oldum. Artık ben de sizler gibi düşünen biriyim. Şimdi hep beraber bu üssü nasıl kuracağımızı konuşalım…”
İçimden, ‘yaşasın, bu iş oldu’ dedim. Dışımdansa şunları söyledim: “Yücel Bey Antarktika üssü için, gönüllü olarak, dokuz aydır çalışıyoruz. Dokuz ay anlamlı bir süre… Bir bebeğin dünyaya gelme süresi… Bugün burada ‘Antarktika bebeğimizin’ doğduğunu görüyorum. Hayırlı ve bahtı açık olsun… O şimdi sizin kollarınızda, ona iyi bakacağınıza eminiz!