Uzun yolda oto pilotsuz olmuyor. Günlerce, haftalarca elle dümen tutmak, hele teknede sadece iki kişi varsa çok zor, hatta imkânsız. Oto pilot az mürettebatlı teknelerde paha biçilmez bir yardımcı. Yemeyen, içmeyen, şikâyet etmeyen, yani eşine az rastlanan, hatta artık rastlanmayan bir gemici, dümenci.
Uzaklar II’de biri elektrikle, diğeri rüzgârla çalışan iki adet oto pilot bulunuyor. Yeni akülerle teknedeki enerji sorununu halledeli beri elektrikli olanını daha çok kullanıyoruz. Oto pilotumuzun adı Sinbad… Denizciliğine diyecek yok. İsmini aldığı efsanevi denizciyi aratmıyor!
Yazıyoruz rotasını, basıyoruz düğmesine, hepsi bu… Gece gündüz gık demeden dümen sallıyor… Ne su ister, ne ekmek… Yeter ki elektriğini eksik etme. Gerekirse geceleri gaz lambasının ışığında oturuyor, kendi payımıza düşen elektriği de ona veriyoruz. Hacı yeşilinden bir örtüsü var. Kötü havalarda, ıslanıp üşütmesin diye üzerine örtüyoruz. Hülasa üzerine titriyoruz.
Bu kadar üstüne düşmemize rağmen galiba nazar değdi. Geçenlerde çalışmayı kesti. Aslında kabahat bizim. O fırtınalı havada üzerini örtmeyi unutmuşuz. İçine su girmiş de haberimiz olmamış. Ağzı, dili yok ki seslensin garip. Ekranı kararıp da soluğu kesilince anladık başına geleni, ama iş işten geçmişti.
Ne içini açıp kurulamak, ne orasını burasını kurcalamak, ne de reiki enerjileri fayda etti. Bir daha çalıştırıp dümen başına oturtamadık garibi. Mecburen İstanbul’a yolladık. Şimdi yetkili mümessili Promar’ın tedavi ünitesinde yoğun bakımda yatıyor. Komadan çıkıp iyileşirse Uzaklar’daki vazifesinin başına dönecek.
Promar’daki dostlarımız hem tedaviyi sürdürüyor, hem de aynısından bir tane daha bulmaya çalışıyorlar. Fakat üretimden kalkmış, bulması zormuş. Sağa sola haber saldık. Olur ya, teknesine yeni modelini almış bir denizci vardır, eskisini satılığa çıkarmıştır. Onu da biz alırız. Bu satırlar vasıtasıyla tekrar ilan ediyoruz; Aşağıda künyesi yazan oto pilottan aranıyor!
Markası: Simrad
Modeli: AP20
(Sadece kontrol paneli aranıyor. Motoru ve kara kutusu sağlam, çalışıyor.)