Uzun zamandır yazamadım. Karaya vardığımızda hep böyle oluyor. Yeni bir ülkeye varışın telaşı, giriş işlemleri, eksilen kumanyanın tazelenmesi, yolda bozulan malzemenin, donanımın tamiri derken günler geçiyor. Dilinin, kültürünün, sokaklarının, meydanlarının, dükkânlarının, tamircilerinin, sokak satıcılarının tamamen yabancısı olduğumuz yeni bir şehirde el yordamıyla yolumuzu bulmaya çalışmak çok zaman alıyor.
Brezilya çok büyük, çok kalabalık ve Türkiye’den çok farklı bir ülke… Okyanusun sessizliğinden üç milyon insanın yaşadığı Salvador’un parke taşlı rıhtımına çıktığımızda bir an başım döner gibi oldu. Önümüzde her renkten insanın bir oraya, bir buraya seğirttiği büyük bir meydan vardı. Meydanın etrafı gri yüzlü binalar, televizyon antenleri, otobüs durakları, reklam panoları ve elektrik direkleri ile çevrilmişti. İnsan sesleri seyyar satıcıların hoparlörlerinden yükselen müzik seslerine karışıyor, oluşan yoğun uğultu gitmeyen bir bulut gibi alanın üzerinde asılı duruyordu. Bir an kendimi çok yabancısı olduğum bir yere bakıyormuşum gibi hissettim. Yukarıda gökyüzü tanıdıktı, ama o da direkler arasına gerilmiş elektrik ve telefon telleri ağının arkasında kalmıştı. Sanki önümde etrafı görünmez parmaklıklarla çevrili bir kafes duruyordu. Karaya çıkmıştık, artık geri dönemezdik, meydana doğru yürüdük.
Kafesimize bir iki günde alıştık. Artık nereden ekmek alacağımızı, hangi yollardan tekneye döneceğimizi biliyoruz. Belki de bıraksalar kafesimizden dışarı hiç çıkmak istemeyiz. Kendimizi burada emniyette hissediyoruz. Dışarısı ise bilinmezliklerle dolu. Düzenin adamı olmak çok güven verici!
Salvador’da bir Türk’le karşılaşmak hepimiz için hoş bir sürpriz oldu. Dostumuz Mustafa Aksoy’un katamaranının burada olduğunu biliyorduk. Ama mürettebatı hakkında bilgimiz yoktu. Mustafa Aksoy’a çıktığı dünya seyahatinde artık Aylin ve Göran Clarmo çifti eşlik edecekmiş. Göran tecrübeli bir İsveçli denizci. Cantana III adlı teknesiyle, daha önce Ayfer Er’le dünyayı dolaşmıştı. Şimdi kendi teknesini İtalya’da karaya çekmiş ve yeni bir dünya turu için eşi Aylin’le birlikte Mustafa Aksoy’a katılmış.
Betame 14 metre boyunda modern bir katamaran. Geniş salonunda oturup uzun uzun sohbet ettik. Aylin de Sibel gibi dalış eğitmeniymiş. Onlar ortak dostları hakkında konuşurken ben de, aynı zamanda elektronik mühendisi olan Göran’la birlikte, yolda bozulan redresörün üzerine eğildim.